Bu Mu Yani?

Doğumumuzdan bu yana sürekli bir şeylerle mücadele ediyoruz. Zaman zaman en kolay yoldan pes edip bırakıyoruz. Ama tam şu an bu bölümü dinlemek için burayı okuyorsan aramıza hoş geldin🤝 Sen de o yılmaz, direngeçlerden birisin. Resilience hakkında daha fazla bilgi bu bölümümüzde.

Medya kavramı ilk çıktığından bu yana sürekli kendini yenileyen ve dönüştüren bir kavram oldu. Günümüzde ise artık herkesin kendini ifade edebileceği yepyeni medya araçları ortaya çıkıyor ve yeni medya kendi ünlülerini oluşturuyor. Bu bölümümüzde yeni medya ve ünlülüğün, toplum ve kültür üzerindeki etkisini tartışıyoruz.

Takipçilerimize özel Meet2Talk Online ve Cafe'de 1 yıllık paketlerde ay sonuna kadar geçerli %60 indirim için kodumuz: yani60

Erkek olmanın sınırlarının her gün yeniden çizildiği bir dönemden geçiyoruz. Maskülenliğin toksik tarafına hakimiz, ama pozitif tarafı hakkında pek bir fikirimiz yok. Yolunu bulmaya çalışan genç erkekler, sözde alfaların eline düşmüş durumda. Kısacası ortalık epey bir karışık. Biz de daha fazla dayanmadık ve kollarımızı sıvayarak konuya daldık.

Erkek olmak zor mu yoksa erkeklik zor demek şımarıklık mı? Maskülenliğin sağlıklısı olur mu? Cinsiyet diye bir şey gerçekten var mı yoksa kafamızda uydurduğumuz kalıplar mı? Lütfen yeni bölümümüze girmeden önce hassasiyetlerinizi kapıda bırakın ve zihninizi sonuna kadar açtığınızdan emin olun.

Modernitenin getirdiği yaşam tarzı birçok insanın hayatında stres ve baskı hissetmesine sebep oluyor. Başkalarının beklentileri, iş yükü, sosyal medya gibi faktörlerler sınırlarımızı korumamızı zorlaştırıyor. Bu bölümümüzde sağlıklı sınırları oluşturmayı ve oluşturduğumuz sınırların bize getirdiklerini konuşuyoruz.

Yapay zeka teknolojileri son yıllarda hızla gelişiyor ve hayatımızın birçok alanında etkili hale geliyor. Peki, bu teknolojiler hayatımızı gerçekten değiştirebilir mi? Yapay zeka ile birlikte gelecekte neler mümkün olacak? Bu hafta, "Yapay Zeka Hayatımızı Değiştirebilir Mi?" konusu üzerinde yoğunlaşıyoruz. İnsanlar için nasıl bir dünya yaratabilir? Ya da tehlikeli bir şekilde bizi manipüle edebilir mi? Bu ve diğer soruları cevaplamak için bizi dinlemeye devam edin.

Not: Bu bölümün açıklaması ChatGPT tarafından yazıldı.

Hepimizin aklında tek bir soru: Bu ülkeden gitmek mi yoksa kalıp simülasyonda yaşamaya devam etmek mi? Peki gitsek gerçekten sorunlarımız çözülecek mi? Kalsak bir şeyler değişecek mi? Buyurun sizi bölümüze alalım ve cevapları birlikte arayalım.

Takipçilerimize özel Meet2Talk Online ve Cafe'de tüm 1 aylık üyeliklerde geçerli %10 indirim için kodumuz BUMU10: http://bit.ly/412GC8P

10 üzerinden 5'in üzerine çıkamayan, bizi 6'ya bile razı eden aşk hayatlarımız nasıl oldu da bu kadar zor hale geldi? Sosyal medya çağında yüzlerce insanla her gün iletişim halindeyken kafana uygun birini bulmak neden bu kadar imkansız? Sorun biz miyiz? Yoksa karşımıza çıkan insanlar mı? Bu hafta uzun bir aranın ardından yeniden ilişkiler konusunu konuşuyoruz.

Pandemi, ekonomik kriz, deprem derken her bir olay karşısında direngeçliğini sürekli arttıran sen, ben ve biz deprem sonrası hayatımızın nasıl şekil aldığını, neleri değiştirdiğini ve sorgulattığını ele aldık. 

En son ne zaman geleceğe dair uzun uzun hayaller kurdunuz? Ne zaman gündüz düşlerine kapılıp gerçeklikten uzaklaştınız? Eğer siz de bizim gibiyseniz epey olmuş demektir. Merak etmeyin, bu bölümde neden her şeye rağmen hayal kurmaktan vazgeçmemiz gerektiğini konuşuyoruz.

Bu bölüm 24 Ocak 2023'te çekilmiştir.

Hayatlarımız korku, kaygı, stres üçgenine sıkışırken; günlerimiz en temel ihtiyaçlarımız için endişe duyarak geçerken ne yazık ki yaşamayı unuttuk. Sağlıklı düşünmekte zorlanıyor, sorunlarımıza çözüm üretemiyoruz. Peki içine düştüğümüz bu moddan nasıl çıkacağız?

Tam şu aralar neler hissediyoruz? 6 Şubat'ta gerçekleşen üzücü depremden sonra duygularımıza, yaşantımızdaki değişimlere, tüm olan bitene bu bölümde kulak veriyoruz.

Her zaman bizimle olan, beyin aktivitemizin %95'ini oluşturan ama üzerinde tahakkümümüzün olmadığı o şey... Bu bölümümüzde bilinçaltımızın nasıl çalıştığını ve bizi nasıl etkilediği hakkında konuştuk millet!

Son iki yılda insanlık tarihi boyunca üretilenden daha fazla bilgi ürettiğimiz tahmin ediliyor. Dikkat süremizin giderek kısaldığı, odağımızın sürekli dağıldığı ve kaygımızın her geçen gün artığını düşünürsek bu kadar bilgi beynimize fazla gibi. 

İşte size beyninize bu bilgi yüklenmesi çağında nefes aldıracak bir önerimiz var: Dikkat Diyeti

Bazen rahatlamak, bazen odaklanmak için nefesimizi kontrol ediyoruz. Ama sürekli aldığımız nefes hakkında yeterince düşünmüyoruz. Bu bölümde nefesin önemi, sürekli içimize çektiğimiz havanın kalitesi ve Dyson Backpack projesi hakkında "Bünyamin Sürmeli" ile konuştuk.

Hayatımızın merkezinde yer alan, insanı vezir de rezil eden arkadaşlık ilişkileri hakkında siz de kafanız karışık mı hissediyorsunuz? Hala niye sürdüğünü bilmediğiniz ilişkileriniz, görüştükten sonra kendinizi daha yalnız hissettiğiniz arkadaşlarınız mı var? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz! Bu bölümümüzde hepimizin gizli derdi olan arkadaşlık konusunu masaya yatırıyoruz. 

Hepimiz sık sık "Ben neden böyleyim?" diye sorgulayıp, kendimizde ne sorun olduğunu çözmeye çalışıyoruz. Öyle ki, Google’ın 2022 trendlerinde en çok yapılan aramaların önemli bir kısmı "Ben neden…" diye başlıyor. "Ben neden yalnızım?", "Ben neden sevilmiyorum?", "Ben neden doğdum?". 

Bu bölümde içimizi burkan bu verilerin üzerine konuşuyoruz ve can sıkıcı bir soruya cevap arıyoruz: Neden kendimizi bu kadar farklı ve sorunlu hissediyoruz?

Yeni yıl yaklaşırken bir çoğumuz kendimize tutamayacağımızı içten içe bildiğimiz sözler vermeye hazırlanıyoruz. Bu sene o sene desek de, derinlerde bir yerlerde başlamadan vazgeçtiğimizi biliyoruz. Peki “Wishful Thinking” dedikleri bu düşünce tarzı yalnızca yeni yıl hedeflerimizi mi etkiliyor? Yoksa farkında olmadan hayatımızı türlü şekillerde sabote mi ediyor? 

Çevremizden, sosyal medyadan, neredeyse her yerden sürekli uyaranlara maruz kalıyoruz. Peki bu durum bizim kutunun dışına çıkmamızı engelliyor olabilir mi? 

Üniversiteye gir, mezun ol ve ömrünün sonuna kadar tek bir alanda uzmanlaş. Başarılı olmak için kendimizi tek bir alana adamamız gerekse de, bazılarımız yenilik arayışına karşı koyamıyor. İlgimiz farklı alanlara yayılıyor. Peki uzmanlığın sıkıcı ve rutin düzenine uymak zoruna kalmadan, bu farklı alanları bir araya getirdiğimiz bir yol olsa nasıl olurdu? Buyurun sizi yeni bölümümüze alalım ve kariyerinize bakışınızı değiştirerecek "Generalization" kavramıyla tanıştıralım.

Türkiye'de yaşayan dört çalışandan birinin sessizce istifa ettiğini biliyor muydunuz? Z kuşağında ise bu oran 3/4. Peki nedir bu sessiz istifa ve bu kavrama neden yatkınız? Dilerseniz hep beraber inceleyelim. 

Durmaksızın çalışmanın maksimum üretime neden olduğunu söyleyen bu sistem yanılıyor olabilir mi? Bu bölümümüzde tükenmeden verimli olma hakkında konuştuk 📈📈

Zihinsel olarak esneyip, prangalarımızdan kurtulmayı hepimiz istemez miydik? Bu ne demek ya şimdi diyorsanız eğer esnekliği ve hayatımıza nasıl entegre edebileceğimizi ele aldığımız bu bölümüze davetlisin 🧠🧠  

Pozitif düşünmenin bize ne katkısı olabilir demeyin, birde bu bölümü dinleyin. Bu bölümümüzde olumlu yönlerimize odaklanmanın öneminden, güçlü yanlarımızı keşfetmekten ve pozitif psikolojinin ne olduğundan bahsettik. 

İçinde yaşadığımız çağda sürekli hareket, koşuşturma derken dinlenmeyi unutuyor olabilir miyiz? Bu bölümümüzde dinlenmenin ne kadar önemli ve güçlendirici bir unsur olduğunu ve dinlenmenin türlerini ele aldık. Umarız sizin için "dinlendirici" bir bölüm olur 🧡

Millet bu bölüm aslında bizim 100.bölümümüzdü. O yüzden siz de dinlerken 100.bölümmüş gibi dinleyebilirsiniz. Bu bölümümüzde geçmişle şimdiyi mukayese ettiğimiz, geleceğe yönelik düşüncelerimizi ve en önemlisi kendin olmanın ne kadar önemli olduğu üzerine konuştuk. 

Eğer sen de bu açıklamayı okurken dinleriz bir ara yaa diyenlerdensen bu bölüm tam sana göre! Erteleme ve dinle. Bu bölümüzde ertelemenin nedenlerini ve ertelememek için neler yapabilirizi konuştuk.  

Müzisyen Canozanla birlikte hazırladığımız bu bölümüzde kendimizi akışta bulduk. Müzik, toplum, psikoloji derken neredeyse her konuya değindik. Bol kafa açmalı bölümümüz için buyurunuz.

Bize ne oluyor ya? Önümüze konan engeller, bilinmezlikler, imkanların kısıtlı olması derken bir süre sonra en ufak bir olayda kendimizi öfkelenmiş bulmamız normal değil mi? 

Günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız, belki bizi mutlu da eden bir kavramla karşınızdayız: Toksik Pozitiflik. İyisiyle kötüsüyle, sevabıyla günahıyla bu bölümümüzde toksik pozitiflik kavramına farklı bakış açıları getirmeye çalıştık.

Delirdik yahu! ve bu sefer yalnız değiliz. Sizin de iplerinizi koparmak üzere olduğunuzu biliyoruz ama belki vardır bir çözümü diyerek kendimizin ve toplumumuzun ruh halini bu bölümde ele aldık.

Hayatın giderek artan, yavaşlamaya niyeti olmayan temposu hepimizin başını döndürüyor. Bu hıza yetişebilmek için bir işten diğerine koşuyoruz. Peki ya hayatımızı daha dolu yaşamak uğruna icat ettiğimiz zaman kavramı, hayatlarımızı bizden çalmaya başlarsa? 

BMY turizm sunar: Elimdeki imkanlarla yapabileceğim tek seyahat astral seyahat diyenler, toplaşın! Bu bölümüzde seyahat kavramının tatilden, turistik geziden ayıran özelliklerini irdeledik. Hazırsanız kemerlerinizi sıkıca bağlayın ✈️

Hepimiz için yaratılan bir gerçeklik var. Bu gerçekliği kimi zaman görüyoruz kimi zamansa es geçiyoruz ve bize verilen rolü oynuyoruz. Bu bölümümüzde hipernormallik kavramını ve hayatımızdaki yerini ele aldık. 

İçinde bulunduğumuz dönemde sık sık kaçış yolu olarak gördüğümüz "kurban rolünü oynama" görevini hepimiz üstleniyoruz. Ama buna bir dur demenin vakti gelmedi mi? 

Ustalaşma sürecinde bizi neler bekler? Ustalık ve mentörlük arasında nasıl bir ilişki olabilir? Nasıl ustalaşabiliriz? sorularının ve çok daha fazlasının cevabı bu bölümümüzde! 

Doğayla iç içe olmak bize nasıl bir fayda sağlayabilir? Bu bölümümüzde şehrin kaousunda yaşıyorsak doğayla bağımızı, kendimizle olan bağımızı yenilemek için yapabileceklerimizi ele aldık. 

Birçok konuda kendimizi farkında hissediyoruz ama gerçekten farkında mıyız? Sürekli kıyısında dolaştığımız öz-farkındalığı bu bölümümüzde hepimiz için ele aldık.  

Hepimizin bir an önce gerçekleşmesini istediği hayaller var ama bu kadar hızlı gitmeye gerek var mı? Adım adım gidilen, sabırlı bir yolculuk olan "Slow Growth" hakkında konuştuğumuz bu bölümüzde çare olarak yine yavaş büyümeyi bulduk.

"Neden sanat yapmalıyız?" sorusunun cevabını aradığımız bu bölümüzde sanatın iyileştirici yönü hakkında konuştuk. 

Bilincimizin altını üstüne getirdiğimiz, benliğimizi parçalarına ayırıp geri toparlayamadığımız bir bölümle karşınızdayız. Her bölümde kaçınılmaz olarak değindiğimiz Öz-sevgi mevzusundan daha fazla kaçamadık ve konuya balıklama daldık.

Dikkat bu bölümü açabilmek bir sorumluluk ister! Sorumluluk bir kriz midir, kriz ise bu sorumluluk kime ait? Tüm bunları ve daha fazlasını sorduğumuz bu bölümümüzde sorumluluk bize ait.

Yogadan meditasyona hayatımıza her geçen gün biraz daha giren bu pratikler aslında ne işe yarar? Doğunun bu öğretileri batıl inançlardan mı ibaret yoksa arkasında gizli bir mantık mı var? Ve en önemlisi yapmaya nereden ve nasıl başlayabiliriz?

Sürekli bir şeylerin ilerlemesine rağmen yetersiz hissetmemiz normal mi? Bu bölümüzde yaşadığımız yetersizlikler ve bunun etkileri üzerine konuştuk. Umarız bu bölüm sizin yeterli hissetmeniz için yeterli olur. 

İstifa ettikten sonra bizi tozpembe bir hayat mı bekliyor? Yoksa önümüzde farklı engeller olacak mı? Kurumsaldan istifa edip kendi yolunu bulan Kaan Sekban bu bölümümüzde bizlere eşlik ediyor millet. 

Kitap okumak için rakı sofrası ortamı kurmak gerekir mi yoksa sabah kalkınca bile bir şeyler okunabilir mi? Düzenli kitap okumak neden bu kadar zor? Merak etmeyin yalnız değilsiniz. Bizler de düzenli kitap okurken zorlanıyoruz ve çözümlerini her zaman olduğu gibi okuyarak bulduk.

Cumartesi akşamı evde kaldığımızda kötü hissetmemiz kimin suçu? Yalnızlık şikayet edilesi bir şey mi? Yoksa kendimize dönmemizi sağlayan bir araç mı? Hepsi ve daha fazlası yeni bölümümüzde. 

Bu hayat böyle gitmez! Bir çıkış yolu bulmak lazım, ama nasıl? İşinden, gelirinden memnun olmayan; fakat istifa etmeyi de göze alamayanlar için bir çözüm önerimiz var: Side Hustle. Peki Side Hustle nedir? Yalnızca ek bir iş yapmaktan mı ibarettir? Cevabı yeni bölümümüzde. 

Bu hafta yine çok önemli bir konuğumuz var. Askıda Ne Var'ın kurucusu Oğuzhan Canım ile Goodvertising üzerine sohbet ettik, kapitalizm ile sosyal sorumluluğun nasıl bir araya geldiğini konuştuk, iyilik kavramını sorguladık; ve tabii ki, Askıda Ne Var'ın kuruluşun akılalmaz derecede absürt ama bir o kadar ilham verici hikayesini dinledik.  

Evet millet heyecanla beklediğimiz gün geldi. Gülmekten sabit duramadığımız, arada ciddi konular konuşabilmek için kendimizi zorladığımız bölümümüz yayında.  

Biliyoruz, siz de motivasyonsuz ve amaçsız hissediyorsunuz. Kafanızı herhangi bir şeye vermek mümkün değil. Keyfiniz yok ama depresyonda değilsiniz. İşte pandemi sonrası tüm dünyanın yaşadığı bu duygunun artık bir adı var: Languishing.  

Tüm gençliğimizi meslek sahibi olabilmek, para kazanabilmek için okullarda harcıyoruz. Fakat paramızı nasıl harcamamız gerektiği okul sıralarında öğretilmiyor. Bir çoğumuz bu bilinçten yoksun, para ile sağlıksız bir ilişki kurarak hayatlarımızı geçiriyoruz. Peki para ile sağlıklı bir ilişki nasıl kurulur? Bu hafta hepimizin ortak derdi olan para konusu masaya yatırıyoruz.

Toplantılar, mesailer, plazalar... Beyaz yakalı olmanın zorlu dünyası... Bu hafta kurumsal hayatı üzerine konuşuyoruz.

Dışarıdan masum görünen basit bir alışveriş bile, perdenin arkasında çok sayıda anlamı taşıyabiliyor: Beyinde harekete geçen dopamin transmitterleri, Ego’nun sahip olarak büyüme arzusu, statü anksiyetesi, akranlarından geri kalma hissi… Peki bu sözde masum tüketim hallerinde, bunların ne kadarının bilincindeyiz? Bu görünmez güçlerin etkisiyle kontrolsüzce tüketirken, kendimize ve çevremize ne yaptığımızı gerçekten biliyor muyuz?

Haz hayatımızın değişilmez bir parçası. Ancak, “azı karar, çoğu zarar” prensibine fazlasıyla uyan bu olgunun ölçüsünü kaçırmak öyle kolay ki… Bazen hedonizmin diplerine vurmuş bir halde buluyoruz kendimizi, bazense insani tarafımızı ihmal edip hayattan keyif almayan insanlara dönüşüyoruz. Bu hafta hedonizm paradoksunda dengeyi nasıl bulacağımızı konuşuyoruz.

Bir yanda hayaller, bir yanda gerçekler... Bu hafta içimizdeki hayalperestliğin, gerçekçilik ile verdiği amansız mücadele üzerine konuştuk.

Yeni bir ortama girdiğinde, iş görüşmelerinde, network etkinliklerinde zihnine hücum eden tüm o düşünceler... Bu bölümde hepimizi bir şekilde mağdur etmeyi başaran sosyal anksiyete hali üzerine konuşuyoruz.

Büyük şehirlerden, sıkışık hayatlardan, felaketlerin ardı arkasının kesilmediği haberlerden bunalmamak mümkün değil. Peki, tüm bunlardan kaçabilmek nasıl olurdu?

Uzun bir aradan sonra geri döndüğümüz bu bölümde, eski hayatlarımıza dönerken hepimizin yaşadığı kimlik krizi üzerine konuştuk. Tüm bunlardan önce kimdik? Eski hayatımıza dönmek mümkün mü, yoksa artık yeni insanlar mı olduk? ...ve diğer nice kafa açan soru bu yeni bölümümüzde.

Harvard'da yapılan bir araşıtrma uyanık zamanımız %50'sinin düşüncelere dalmış bir halde geçtiğini söylüyor. Bu kadar kısa süreliğine dünyaya gelmişken zamanımızın yarısında anda olmadan mutlu olmak mümkün mü? Meditasyon serimizin ikinci bölümünde bu konuyu masaya yatırıyoruz.

Potansiyel: Mevcut halimiz ile kendini gerçekleştirmiş idealimiz arasındaki, nasıl katediceğimizi bilemediğimiz mesafe. Bu hafta içinizde potansiyeli ortaya çıkarmak için takip etmeniz gereken dört aşamalı yol haritasını anlatıyoruz. 

Burnout: iş hayatıyla gelen stresin kaçınılmaz sonucu. İnsanda yataktan çıkacak kadar bile güç bırakmayan, en sevdiğin şeylerden aldığı keyifi dahi söndüren bu sendrom hakkında bildiklerimizin ne kadarı doğru? Bir kuşağın daha 20'li yaşlarında tükenmiş hissetmesinin arkasındaki sebep ne? Cevaplar yeni bölümde.

Bitcoin'den daha hızlı düşüşe geçen, yokluğunda nice fırsatları kaçırtan bir his: Özgüven. Peki özgüven gerçekten sandığımız şey mi? Bu hafta "gerçek özgüven nedir?" sorusunun peşine düşüyoruz.

"Dünyanın en büyük sorunu, aptallar özgüven içindeyken akıllı insanların kuşkuyla dolu olmasıdır." diyen Bertrand Russell'ın yıllar öncesiden açıkladığı Dunning-Kruger etkisi nedir? Daha çok öğrendikçe özgüvenimiz neden azalır? Hayat yarışında aptallar akıllıların önüne nasıl geçer? Hepsinin cevabı yeni bölümüzde.

Hayatta nereye gitsek eksiklik duygumuzu da beraberimizde götürüyoruz. Hiçbir başarı, hiçbir ödül bize yetmiyor; hep daha fazlasını istiyoruz. Peki bir noktada bulmayı umut ettiğimiz şey nedir? Mutluluk mu yoksa daha fazlası mı?

Bir şeyleri oldurabilmek için hep bir çaba içerisindeyiz. İstediklerimizi elde etmek uğruna kendimizi zorlamayı normal kabul ediyoruz. Peki hayatı yaşamanın daha kolay, daha nazik bir yolu yok mu? Bu hafta Taoizm'in çabasız-eylem öğretisi Wu Wei ile hayatı nasıl doğal akışında yaşayabileceğimizi konuşuyoruz.

Yaratıcı olmak: Delilik ile dahilik arasındaki ince çizgide yürüyebilmek. Bir çok insanı intihara kadar sürükleyen bu süreç, neden Rollo May'in dediği gibi bir cesaret işi? Peki yaratıcılığımızı nasıl kaybettik? Nasıl geri kazanabiliriz? Hepsi ve daha fazlası, yaratıcılığın kökenlerine indiğimiz bu yeni bölümde.

Hayatımızı başkalarının belirlediği başarı kalıplarına göre mi yaşamalı? Peki neden hepimiz kendimizi başarılı olmak zorunda hissediyoruz? Hepsi ve daha fazlası için buyurun yeni bölümümüze. 

TV, sinema, reklamlar, sosyal medya... Dört bir yanımızı sarıp sarmalayan popüler kültür hayatımızı ne ölçüde etkiliyor? Peki ya popüler kültür nasıl ortaya çıktı, nasıl bugünlere geldi? Hepsinin cevabı ilk videolu bölümümüzde!

Bu hafta, Jung'un analitik psikolojisinin merkezinde yer alan, son dönemin fenomen dizisi Bir Başkadır'ın omurgasını oluşturan "Bireyleşme" mevzusunu ele aldık. 

İnternetin içine doğan, takipçi kitlemizin çoğunu oluşturan Z kuşağına dair; önyargılardan uzak, bol münazaralı bir bölüm sizlerlere. 

(03:07) Kuşakların çıkış noktası (04:24) İnternetin Z üzerindeki etkisi (06:43) Tanımlanmamış kimlik (09:59) Z'nin kimlik bunalımı (14:34) Kömünakolik: Kitleselliğin gücü (22:16) Kaçınılmaz eleştiri: Sosyal beceri eksikliği (28:10) Korumacı ebeveynlik ve proje çocuklar 

Bu haftaki konumuz fizyolojik sağlığımız kadar kıymet gösteremediğimiz, konuşmaktan itinayla çekindiğimiz ve çoğu zaman yok saydığımız ruh sağlığımız. 

Yalnızca empatiden ibaret sandığımız duygusal zekanın derinliklerine indiğimiz bu bölümümüzde, EQ'nun neden IQ'dan daha önemli olduğunu anlattık. 

(02:30) Daniel Goleman: Duygusal zeka nedir? (04:08) Eğitimde EQ eksikliği (06:26) IQ üzerinde inşa edilen medeniyet (10:02) Öz-Farkındalık (14:43) Duyguları regüle etmek (20:04) Doğu ve Batı arasında EQ farkı (23:01) Olağan Psikopatlar: Duygusuz yöneticiler (28:56) Beyaz Zambaklar Ülkesinde: Kültürün önemi (34:09) Nietzsche, Dosteyevski ve Orwell: Bugünleri öngörenler Bölümün "Saykodelikler ve Bilinç" üzerine yaptığımız sohbeti de içeren kesilmemiş haline erişmek için: https://www.patreon.com/posts/42106005 

"İçine atıyorsun, hiç iyi bir şey değil atma, Dünyadaki bütün büyük hastalıkların ana sebebi bu içine atmak." Bu haftanın konusu Freud'a göre egonun savunma mekanizmalarından birisi, Vavien filmine göre tüm hastalıkların ana sebebi. 

(03:18) Düşünceler ve duyguları bastırmanın nedenleri (07:01) Bastırılmışlıklar diyarı: Türkiye (09:07) Ahlat Ağacı ve sıkışmışlık (09:41) Bir savunma mekanizması olarak bastırmak (11:30) Jung ve gölgelerimiz (17:09) Özgür olmanın bedeli (24:37) Freud ve subliminasyon 

20'li yaşlarımızı nasıl boşa harcadık? Kayıp zamanlara ağıt niteliğindeki bu bölümümüzde geçmişin pişmanlıklarıyla nasıl başa çıktığımızı anlatıyoruz.

(01:35) Teknoloji ve boşa harcanan zamanın artışı (05:29) Kaybolan potansiyel (09:32) Jordan Peterson: Gelecekle bağı kurmak (13:23) Sam Harris: Değerlerin değişmesi ve pişmanlık (17:58) Kendini tanımanın önemi (22:32) Kefaret ödemekten mutlu olmak (25:28) Hatalar en iyi öğretmen midir? 

Hayat bizi var gücüyle oradan oraya savururken, odağımızı kaybetmemek mümkün mü?

(02:54) Neden odaklanamıyoruz?
(04:06) Hayatta hedefler belirlemek
(07:45) Önceliklendirmek: You CAN'T have it all
(10:58) Hayır demenin felsfesi: Minimalizm
(14:59) Ustalaşmak: Vasat bir hayatın panzehiri
(20:08) Spotlight etkisi

Akranların bir bir hayatın basamaklarını tırmanırken sana kendini sorgulatan o sevimsiz duygu: Hayatta geride kaldığını hissetmek.

(02:18) Geç kalmışlık hissi
(06:56) Çocukluğun saflığı ve can yakmayan rekabet
(09:14) Kapitalizmin intihar vakalarına etkisi
(13:18) Hayatta amaç eksikliği
(15:40) Marx'tan inciler: Yaptığımız işlere nasıl yabancılaştık?
(22:54) Toplumun yarattığı kalıplar
(26:19) Kıyaslamanın anlamsızlığı: Herkes kendi hikayesini yaşıyor
(30:22) Yolda olmak ve tecrübenin değeri

Covid-19 sayesinde dışadönüklerin, içedönüklerin dünyasına konuk olduğu şu günlerde, Carl Jung'un analitik psikolojisinden girip kendi karantina tecrübelerimizden çıktığımız bir bölüm hazırladık.

(01:03) Karantina günlükleri
(06:39) Yaşlandıkça içedönükleşmek
(08:51) Big five ve iki tipin temel farkı
(11:57) Freud ve Jung'un büyük kavgası
(15:51) Karantinada dışadönük olmak
(17:41) Günlük hayatta içedönük olmak
(20:40) Her iki tipe de tavsiyeler
(25:00) Duyurular: Ayak Kaydıran Şarkılar ve Yolda Olanlar

Bu hafta Voltaire'in ünlü sözünden yola çıktık ve mükemmeliyetçiliğin köklerine doğru bir yolculuk yaptık.

(03:28) Mükemmeliyetçilik Döngüsü
(05:43) Körelten Eğitim Sistemi ve Hırslı Ebeveynler
(11:34) İş Yerinde Mükemmeliyetçiler ve Taklitçi Sendromu
(13:16) Sosyal Medya ve Reklamlardaki İllüzyon
(16:40) Mükemmelin Bedeli
(17:55) Kervan Yolda Düzülür mü?
(21:11) Japonların Yoldayken Gelişme Felsefesi: Kaizen

Silikon Vadisi'nde başlayarak internetin ücra köşelerinde yayılan Dopamin Orucu furyasına biz de katıldık. Az dopaminli 24 saatin ardından tecrübelerimizi aktarırken bu pratiğin bilimsel temellerini irdelemeyi de ihmal etmedik.

(04:10) Dopamin nedir, neye yarar?
(06:47) Dopamin salınımı ile yenilik hissi arasındaki bağ
(10:27) Orucun bilimsel temelleri: Hepsi bir hurafe mi?
(12:39) Starving the donkey: Eşeği aç bırakarak irade gücünü geri kazanmak
(15:59) Negatif duygulardan kaçmak için dopamine sarılmak
(18:53) Can sıkıntısı ve yaratıcı enerji
(20:50) Bastırılmışlık ve nevroz
(22:13) Oruç tecrübeleri

Stoacılık: Kriz anlarında sakin kalabilmenin felsefesi, bir felsefeden çok daha ötesi.
(02:54) Pratik bir felsefe olarak Stoacılık
(05:47) Umut ne zaman toksik olur?
(08:35) Negative Visualization: Kötü senaryoları kafanda canlandırma
(11:46) Hedonizm çağında stoacılığı anlamak
(15:49) Stoacılığın hedonizmden ayrıldığı nokta
(19:39) Erdemli davranış nedir?
(24:35) Bir imparator ve bir kölenin kesişim noktası
(27:26) Duyuru: yeni canlı yayın serisi

En büyük korkumuz kapıda: Değişim. Peki değişimden neden bu kadar korkuyoruz?

(3:21) Beynin düşmanı: belirsizlik
(5:14) Dark Knight, Joker ve kaosun felsefesi
(5:59) Benlik oluşturmak için düzen ihtiyacı
(8:50) Başarısızlık korkusu ve başarı kriterlerindeki paradoks
(12:06) Growth mindset: Başarısızlık en iyi öğretmen midir?
(14:00) Zamanın akışını kabullenememek
(15:21) Toksik nostalji
(20:01) Throwback kültürü
(22:58) Ne şanssız nesiliz yanılgısı
(26:24) Apple podcast duyurusu

Neden hiç bir zaman yapmak istediklerimiz için yeterince vaktimiz yok gibi hissediyoruz? Hayatlarımız bu kadar hızlı akarken nasıl anı yaşayabiliriz? Sorun sadece zaman yönetimi mi yoksa daha fazlası mı?
(2:36) Meşgul olmakla övünmek ve zaman anksiyetesi
(6:45) Verimlilik furyası ve mindful productivity kavramı
(8:46) Her şeyi yapabilirim yanılgısı
(12:16) İşten işe atlarken anı yaşamayı unutmak
(13:09) Tüketim kültürünün etkisi
(15:22) Süreci değil sonucu sevme hatası
(19:53) Meditasyon nasıl yapılmaz?
(24:59) Planlamanın önemi: Trello
(26:30) Günlük hayatta deadline kullanmak
(27:40) Canlı yayınlar ve podcastin geleceğine dair duyurular

Yalnız olmak ile kalabalıklar içerisinde kaybolmak arasındaki ince çizgide, zor bir zanaat olan; ancak karantina günleri ile mecburiyete dönüşen bir kavram: Kendine Yetebilmek. Peki ya nasıl? 

Bu haftaki konuğumuz Cosmomia Life Design Consultancy'ın kurucusu ve aynı zamanda tanıyabileceğiniz en renkli insanlardan biri Arcan Okan Kurşun. Bu zihin açma garantili sohbette dillere pelesenk olmuş bir kelime olan "Farkındalık" üzerine konuştuk.

Tek bir kitap okuyarak hayatınızı dönüştürebileceğinizi iddia edenlere inat, büyük başarıların altında küçük alışkanlıklar yattığını anlattığımız yeni bölümümüz için buyurunuz! 

Moda ve güzellik endüstrisinin tarihine ışık tutan bu yeni bölümde, yeni çağın takıntısı haline gelen dış görünüş olgusunu masaya yatırdık.

Hayattaki zor tercihler, seçim anksiyetesi, kendini ararken kaybolmak... Hepsi bu bölümde. 

İnanç Krizi serimizi ikinci bölümüyle noktalarken, inanç olmadan hayata tutunabilme felsefesi Optimist Nihilizm'den bahsediyoruz. 

İki bölüm sürecek bu yeni serimizde, bir çok problemin temelinde yer alan fakat bir türlü tabulardan sıyrılıp yüzeye çıkamayan "İnanç Krizi" üzerine konuştuk. 

İlk konuğumuz Özgür ile seyahat ederken çalışan dijital nomadların dünyasına giriyoruz! 

Şimdi sizin aklınızda iki soru var: Bir; istifa nedir? İki; neden edilir?